Okullarda "Manevi Danışmanlık" atamaları yapılacak.
İktidar bunun içeriği hakkında net bilgiler vermiyor.
Muhalefet de olaya "İmam istemiyoruz" diye yaklaşıyor.
Ancak yüzlerce kez yazıldı ki ortaöğretimde; Deizm, Dinsizlik, çarpık inançlar ve inanç boşluğu görülmekte ve yanı sıra genel ahlaka ters, giyim - kuşam, sigara, içki gibi gelişmeler sağlıklı toplum için SOS vermektedir.
Maalesef, giderek artan boşanmaların, maddiyat yetersizliklerinin öğrencileri buhranlara sürüklediği de bir başka gerçek.
Danışmaları, "İmam" olarak nitelendirmek son derece yanlış.
Bir yerde bir problem varsa çözümü için bir takım yeni uygualamalar her zaman gündeme gelecektir yeter ki niyetler halis olsun, siyasi maksatlar güdülmesin.
Devletler eğitim yoluyla yeni nesiller inşa eder.
Bu inşa esnasında velilerin ben çocuğuma o eğitimi istemiyorum deme lüksü yoktur.
Devlet her kafadan çıkan farklı isteklere farklı yaklaşımlar göstermez.
Mesela; askere giden delikanlı ben içtimaya çıkmayacağım, sofra duasına iştirak etmeyeceğim, silah kullanmak istemiyorum dese dahi şahsa özel askerlik hizmeti hiç bir zaman sözkonusu olamaz.
Okullar için bugün manevi danışmanlıara ihtiyaç duyan devlet yarın psikiyatri uzmanlarına, aile uzmanlarına, başka uzmanlara ihtiyaç duyabilir. Okulları edilgen yapıdan etkin yapıya geçirmek zamanı gelmiştir.
Okul-Veli-Öğrenci denkleminde ortamı huzurlu kılmak, özel problemlere çareler bulmak devletin başlıca görevidir.
Bu sebeple "Okullarda İmam İstemiyoruz" diye feryat etmek yerine meselenin özünü anlamaya çalışmak daha doğrudur.
Çözümsüz reddiyeler hastalığı saklamak kadar tehlike getirir.
İsyandan evvel içeriğini öğrenmek gerekmiyor mu?