Dünyada son dönemde minimal invaziv veya kapalı yöntemler ile yapılan kalp ameliyatlarının sayısı gittikçe artıyor. Türkiye'de de az sayıda klinikte bu tür ameliyatlar yapılıyor. Bölgemizde ise sadece Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniğinde yapılan ameliyatlarda bu yöntem başarılı bir biçimde bir süredir uygulanıyor. Tekirdağ Namık Kemal Üniversite Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı olarak 2011 yılından itibaren Kalp ve Damar Hastalıkları konusunda tüm bölgeye hizmet verdiklerini belirten Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özcan GÜR ve Doç. Dr. Selami GÜRKAN konuyla ilgili yaptıkları açıklamada, "Günümüzde kalp ve damar hastalıklarına bağlı birçok hastalık başarılı yöntemler ile tedavi edilmektedir. Kapalı yöntemle yapılan kalp ameliyatları arasında kalp kapak ameliyatları, kalp bypass ameliyatları, aort anevrizmaları veya kalp delikleri sayılabilir. Gelişmekte olan teknikler ve tıbbi cihazlar ile ameliyatların hem başarısı artmakta hem de daha küçük kesiler ile ameliyatlar gerçekleştirilmektedir. Gelişen teknikler ile beraber biz de kliniğimizde kalp ameliyatlarını koltuk altından, sağ veya sol meme altından 7-8 cm'lık kesiler ile başarılı bir şekilde kliniğimizde uygulamaktayız" dediler. Prof. Dr. Özcan GÜR ve Doç. Dr. Selami GÜRKAN, kapalı yöntemin avantajlarını ise şöyle sıraladı: "Kalp ameliyatı olması gereken hastalarımızın büyük kısmında ek hastalıklar bulunmaktadır. Bunlar arasında şeker hastalığı, akciğer hastalığı, böbrek hastalığı gibi ameliyat risklerini arttıran ve yara yeri iyileşmesinde risk oluşturan hastalıklar bulunmaktadır. Kapalı kalp ameliyatlarının avantajları arasında ameliyat sonrası dönemde kemik kesisi olmadığı için enfeksiyon risklerinin, akciğer problemlerinin ve yara yeri iyileşme problemlerinin daha az olması sayılabilir. Bu hastalarda kanama problemleri daha az görülmekte ve ameliyat sonrası kan ihtiyaçları daha az olmaktadır. Bu hastaların, kapalı kalp ameliyatları ile hastane yatış süreleri de kısalıyor ve bu sayede daha kısa sürede normal hayatlarına dönmeleri sağlanmaktadır." Prof. Dr. Özcan GÜR, hastaların geri kalan yaşamlarının konforu açısından kapalı yöntemin avantajını ise şu sözlerle vurguladı: "Bu yöntemde göğüs kafesi kesisi olmaması, kesilerin meme altından ve küçük kesiler ile yapılması sayesinde kozmetik açıdan ameliyat izlerinin görünmeyen bölgelerde ve küçük olmasının ise ayrıca genç hastalarımız için önem arz ettiğini görmekteyiz." Ameliyat sonrası dönemle ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Özcan GÜR ve Doç. Dr. Selami GÜRKAN şunları dedi: "Bu yöntem kalp ameliyatı olması gereken hastaların birçoğuna uygulanabilir. Hastalar yaklaşık 4-5 günlük hastane yatışı sonrası, 2 haftalık bir ev istirahatinden sonra günlük sosyal hayatlarına rahatlıkla dönebilmektedir. Hastaların hızlı bir biçimde sosyal hayatlarına dönmeleri onları psikolojik olarak da rahatlatmakta, ameliyat sonrası depresyon gibi ameliyatın psikolojik etkilerini de bu hasta grubunda çok nadir görmekteyiz. Hastaların yan yatmasına veya yatıp kalkma sırasında kemik kesisi olan hastalar gibi aşırı özen göstermesine de gerek kalmamaktadır. Konuyla ilgili bir örnek de paylaşan Prof. Dr. Özcan GÜR, "Kliniğimizde son olarak kadın hastamızın kalp damarlarındaki tıkanıklık sebebiyle Doç. Dr. Selami GÜRKAN, Dr. Öğr. Üyesi Okan DONBALOĞLU ve benim yer aldığım bir ekip tarafından kapalı yöntemle iman tahtası (sternum) kesisi yapılmadan kalp bypass ameliyatı başarılı bir şekilde yapılmıştır. Hasta ameliyattan sonra 1. gün servise alınmış ve 4. günde de şifa ile evine gönderilmiştir" şeklinde konuştu. Bölgemizde kalp ameliyatı olması gereken hastalar, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalına başvurarak tedavi olabilirler. Başvurmak isteyen hastalar için Prof. Dr. Özcan GÜR ve Doç. Dr. Selami GÜRKAN eposta adreslerini de paylaştılar. Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özcan GÜR: [email protected] Doç. Dr. Selami GÜRKAN: [email protected]
Editör: TE Bilisim