Hayırlı, uğurlu, kademli olsun inşallah...Programın 18 Mart günü yapılması, hem Çanakkale Şehitleri'nin ve hem de Vakfımızın banisi rahmetli Kabaklı Hoca'nın ruhunu şad eylemeye vesile oldu...18 Mart 2023 Cumartesi Günü Türk Edebiyatı Vakfı'nda manalı bir toplantı yapıldı."Yaşayan Dede Korkut , Türk Dünyasına Üstün Hizmet ile Ahmet Kabaklı Eğitim, Sanat ve Fikir Ödülleri"; Namık Kemal ZEYBEK, Prof.Dr. S.Kemal TURAL, Ömer BALIBEY, Bünyamin AKSUNGUR, İbrahim TAŞEL ve Selçuk PEHLİVANOĞLU'na tevdi edildi. Saadet ÖRMECİ'inin başarıyla sunduğu programda Vakıf Müdürü İmdat AVŞAR ve Vakıf Başkanı Serhat KABAKLI'nın açış konuşmalarından sonra ödül sahipleri ile takdim edenlerin kısa değerlendirmelerini takiben Bünyamin Aksungur ile Esat Kabaklı'nın Türk Dünyasından besteleri ve Çanakkale parçaları dinlendi, "Yeşil Oda"daki çay sohbetiyle bu manalı program Çanakkale ve Deprem Şehitlerine dualarla sona erdi...
***
Çanakkale Zaferi'nin 107. yılı münasebetiyle televizyon kanallarında güzel ve seviyeli programlar yapılıyor. Bunlardan biri de NTV'de Ahmet Yeşiltepe'nin değerli mütefekkir tarihçimiz Prof. Dr.İlber ORTAYLI ile yaptığı duygulu sohbetti. Konuşması sırasında sık sık gözleri dolan Ortaylı'nın; "Aldığımız her nefes, Çanakkale'deki şehitlerimizin verdiği son nefesler sayesindedir. Bu günümüzü o son nefeslere borçluyuz.." sözü beni de çok duygulandırdı ve düşündürdü. Ruhları şad olsun... Yeni Köprümüz de hayırlı olsun...
Çanakkale Zaferi'nin 104.yıldönümünde şehitlerimizi rahmetle anıyoruz ve Mehmet Âkif'in,Türkçenin zaferlerinden olan âbidevî şiirini gururla, ibretle, çatık kaşlarla bir defa daha hatırlıyoruz :
"Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Gökten ecdat inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i,
Bedr'in arslanları ancak bu kadar şanlı idi...
.....
Sen ki son Ehl-i Salib'in kırararak savletini,
Şark'ın en sevgili sultanı Salahaddin'i
Kılıçarslan gibi iclaline ettin hayran..
Sen ki İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın....
İyice "dizi sever" olduk...Şu "Hekimoğlu" dizisi, epeyce başarılı.
Sağlık sektörü , doktor şahsiyeti ve çalışkanlığı üzerinden bir yığın mesaj veriyor. Bu tür filmlerde senaryo kadar kullanılan dil ve yüz ifadeleri de çok önemli. Çekimi başarılı ve insan psikolojisini didikleyen bu tarz yapımların çoğalması temennisiyle Hekimoğlu'nu tebrik etmek lazım...
Bu gün 17 Mart 2022...
Bu akşam Berat Kandili, yarın Çanakkale Zaferi'nin 107. Yılı... Geçen Cumartesi ise12 Mart İstiklal Marşımızın Kabulünün 101. yılını idrak etmiş idik. Dün de 16 Mart, Öğretmen Okullarının kuruluşunun 174. yılıydı. Her üç yıldönümü için değişik vesilelerle konuşarak duygu ve düşüncelerimizi dile getirmek nasip oldu, Rahmetli Mehmet Âkif'in ruhunu şad, hatıralarını yad eyledik. Bugünkü konuşmanın beni en çok memnun eden tarafı, Sakarya Üniversitesi'den mezun ettiğimiz iki Edebiyat Öğretmeni gencimizin davetlisi olarak onların değerli öğrencilerine hitap etme zevki idi. Emeklerin meyvelerini toplamak ne kadar da zevkli imiş. Hocalığın tadı burada. Sancaktepe İlçemizin güzel, bakımlı ve gösterişli okullarından RABİA KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ öğretmen kadrosuna, İstiklal Marşını sanatkârca sunan ve dikkatle dinleyen öğrencilerine, başta Müdire Hanım olmak üzere, okulun bütün mensuplarına ve çay kahve sohbetimize yetişen Doç.Dr. T.Tekin ERGÜZEL'e teşekkürlerimi arz ediyor sağlık ve afiyet içinde başarılarınızın devamını temenni ediyorum. Kandiliniz mübarek olsun efendim...Nice hayırlı Ramazan günlerine doğru inşallah...
Bugün, 16 Mart 1920'deki meş'ûm İstanbul işgalinin 98.yılıdır.
Ta ki 6 Ekim 1923'de işgalciler kovulana kadar..Allah bir daha öyle felaketler yaşatmasın İstanbul'umuza ,Türk ve İslâm âlemine...ve 3 Mart 1918, dehşetli zamanlar yaşadığımız, yüzbinlerce şehit verdiğimiz Birinci Cihan Harbi yılları sonunda Ruslarla yaptığımız ikili anlaşma olan Brest -Lİtovsk barışının 100. yıldönümü..Hem de Ayestafanos belasından tam kırk yıl sonra.Allah tarih şuurumuzu diri tutsun..
Bu gün 16 Mart 2019...Öğretmen Okullarının 1848' de Ahmet Cevdet Paşa tarafından Darülmuallimat-ı âliye adıyla kuruluşunun 171.yılıdır. Kutlu olsun.Acaba hangi Millî Eğitim Bakanı,mazisi bu kadar eski bir müesseseyi Türkiye Öğretmen Akademisi adıyla yeniden ihya edecektir, diye beklemekte beklemekteyiz....
16 MART 1920-16 MART 2020...TAM YÜZ YIL OLMUŞ.
Ne yazık ki İstanbul'un İngilizlerce işgalinin ve Şehzadebaşı Karakolunu basarak beş askerimizi şehit edişlerinin 100. yılındayız. Bu aziz şehitlerden biri Zileli Abdullah Çavuş, biri yine Tokat Reşadiyeli, biri Sıvaslı, diğer ikisi Balıkesirli. Hepsi karayağız Anadolu çocukları. Ruhları şad olsun, unutulmasınlar. Bu tarihlerde Gazi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Anadolu'da Millî Mücadeleyi başlatmışlar, Samsun, Amasya, Erzurum, ve Sivas'tan sonra Ankara'ya ulaşarak TBMM'yi kurma hazırlıklarına başlamışlardır. Allah yardım etmiş, milletin ve ordunun azim ve kararıyla muharebeler yapılmış, 9 Eylül'de "İzmir'in dağlarında çiçekler açarken" kâfirler geldikleri gibi gitmiş, 6 Ekim'de İstanbul,Türk Ordusunca geri alınmış, kibirli işgalciler yüzleri yerde defolup gitmişlerdir. Bu günler unutulmamalıdır. Tarihi unutmak, ihanetle eşdeğerdir. Çünkü istiklalin bedeli; candır, kandır.
Rahmetli Samiha Ayverdi’nin kırk cıvarındaki eserlerinin yarıdan fazlasını okudum, diğerlerini en kısa zamanda ikmal edeceğim..Okumadan olmaz..Cahillerden çok çektik. Ruhu şad olsun, nefis bir Türkçesi ve engin bir irfanı vardı...Kendisini Üniversite yıllarımda tanımış ve dinlemiştim...Eserlerinde dile gelen düşünceler kadar duygularındaki samimiyet ; onun nesiller üzerinde bıraktığı derin tesiri de aksettirmektedir..
2018 yılı, İstanbul Çapa'daki tarihî Darülmuallimat-ı Âliye'nin
(Yüksek Öğretmen Okullarının) kuruluşunun 170. ve 68 neslinin 50.yılıydı.Bir şeyler yapmalı ve hazırlıklarına o zamanlar başlamalı değil miydi ? Hiç olmazsa hedefi "Türkiye Öğretmen Akademisi" kurmak olan bir "Öğretmenlik Mesleği Bilgi ve Kültür Şöleni" gibi bir bilimsel ve kültürel faaliyet yapılamaz mıydı? Yer de Çapa olmalıydı tabiî ki.Ne dersiniz ? İnşallah 175.yıla, 2023 yahut 2028 Mart'ına kısmet olur..İdealist ve çalışkan kadrolar bu tür toplantılar yapmalıdırlar…
Türkçe, Türk'ün dilinde güzeldir..Öğrenirlerse, yabancılara da yakışır çünkü dünya dilidir. Kâşgarlı Mahmut dedemizin Peygamberimizden rivayet olduğunu ifade ettiği hadise göre; " Türklerin asırlar sürecek hükümranlığı"nı fark edecek olanlar,Türkçenin tadına varacak olan zevk erbabıdır...Her dil, bir hayat felsefesinin de aynasıdır...Türkçeye alışan Türk'ün sade mizacına âsude karakterine ve fakat tavizsiz hak ve adalet duygusuna da kelimeler yoluyla alışır...
Yurt güzelliklerine dikkat çekmenin, yaratılış harikalarını düşündürmenin pedagojik tarafını idrak edemeyenler, at gözlüğünü çıkarıp başlarını kaldırsınlar. Elaleme ideolojik ders vermeye kalkmasınlar...Herkesin aklı kendine yeter.Eskiyenler de aynaya bakıp, benim gibi ağaran saçlarının gölgesinde kitaplarına ve ibadetlerine dalsınlar.Siyasi ihtiraslarını frenlesinler. Gençlere rehberlikle yetinsinler...Anlayan anlar...
Şehidin bayrağa sarılı tabutu geçerken haykıran, şehit eşi genç dulun sesini ömür boyu unutmam mümkün değil : " Boyuna kurban olsunlar..."Mekânları cennet ruhları şad olsun, boyları evlatlarında yaşasın inşallah.
***
19 Mart 2020 -· RAHMETLİ HASAN CELAL GÜZEL…
Hizmetleri ve sağlam şahsiyeti unutulamaz. Onun gibi bir Millî Eğitim Bakanı, neredeyse, gelmemiştir. Mesela 7-8 yıl aynı görevi yapan-ismi lazım değil- birisinin yerinde bulunsaydı, yüz misli daha cesur kararlar alırdı. Yeni Türkiye Dergisi başlı başına bir akademidir ve ne yazık ki benzeri yoktur. Gecenin bir vakti nezaketle arar: "Sayın hocam şu sayı için bir-iki ay sonra şu konuda yazınızı bekliyorum "der, kısa bir müddet sonra hatırlatırdı. O sayede eğitimle ilgili üç uzun makalem yayınlandı. Bakanlığı sırasında, Türk Edebiyatı Vakfını iki, üç defa ziyaret etti. Rahmetli Kabaklı Hocamın görevlendirmesi ile Vakıf adına hazırladığım "Millî Eğitim Raporu"muzu huzurlarında bizzat okuyarak sundum. Parti kurması doğru değildi ama ben ona oy vermediğim halde, güler yüzü hatırına hep "Sayın Genel Başkanım.." dedim. Rahmetli Demirel ile Rahmetli Özal tarafından korunmuş, aralarında denge unsuru olmuş, milliyetçi, demokrat, gösterişsiz, sade Müslüman bir Antep Türkmeni idi. Gazete yazılarının çoğu kitaplaşacak kadar değerlidir. Zamanında, çok soğuk biri yerine, Cumhurbaşkanlığına ne kadar da yakışırdı. Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Hasretler diyarı vuslatsız dünyadan Fatihalar gönderiyoruz.
13 Mart 2018 - BİR ZAMANLAR SAKARYA’DA İSTİKLAL MARŞI PROGRAMINDA…
Sakarya Doğa Okullarının eğitim kadrosunda Üniversitemiz mezunları da var. Tebriklerimizi ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. Çay sohbeti sırasında dinlediğimiz Ömer Emecan Beyin şiirleri de çok güzeldi. Kısılan sesimizi gür sesiyle Dr. Esra Kirik Hanım temsil etti. Edebiyat Öğretmenleri zümresinin nezaketi ve çalışma disiplini fark ediliyordu. Okul çevresinin yemyeşil tabiatı ender bulunur güzelliklerdi. Mayıs 2018 başında "Doğa Bahar-Hıdırellez Şiirleri Programı "ne güzel olur...
***
13 Mart 2015 - BELGESELLER ÖNEMLİDİR…·
CNN-Türk televizyon kanalında, Taha AKYOL Bey'in her çalışmasında olduğu gibi "yüzünü ak eden" bir belgeselinin ilk bölümünü; gergin, asık , üzgün bir çehre ve keskin bir dikkatle takip ettim. Pazar akşamı 23'te tekrarı ve Cuma akşamları 21'de diğer bölümleri seyredilmelidir: 1914- 1915 ..Yüz yıl önce..Ben binlerce sayfa tarih okudum ama çok şey bilmediğimi bir daha anladım. Araştırmacılığımız artmalıdır. Taha Bey'e ve yardımcılarına şahsen bu vesile ile şükran borçluyum.1914'teki hâl-i pür-melalimiz...Bu sıralarda Wilson denilen herifin " Türkiye yok ki, elçi göndermeye gerek olsun..." diyebilmesi, Churchil şişmanının "Bir damla kan bir damla petrol.." acımasızlığıyla petrol bölgelerindeki planlarını, tavizsiz yürütmesi İngiltere'nin ancak 100'de biri kadar petrol tüketimi yapacak ölçüde zayıf olmamız, savaştaki şehitler dışında, hastalıklardan kırılan yüzbinlerce Mehmed...ve bin km. yayan yürüyerek cepheye gitmek zorunda kalan yorgun askerler...Bilmeden olmaz.. Tarih derslerle doludur...Okullarımızdaki tarih dersleri, size eyvahlar ola...
***
13 Mart 2015 · HALEP VE ŞAM'DA KILAMADIK AMA …
Bu CUMA NAMAZINI, HÜSN-İ TESADÜFLE, HALEP TÜRKMENİ 15 YAŞLARINDA BİR DELİKANLI OLAN, MUSA İLE YAN YANA kıldık...SAĞIMDA MAHCUP VE VAKUR BİR EDA İLE BANA HÂLİNDEN, ÂİLESİNDEN, ŞİMDİ DURUMUN -NEDEN BİLMEM- PEK İYİ OLMADIĞINI SÖYLEDİĞİ ANTEP GÜNLERİNDEN, İSTANBUL'A GELMEK ZORUNDA KALDIKLARINDAN, TEKERLEKLİ ARABADAKİ BİR DERİ BİR KEMİK KALMIŞ ABLASINDAN, ŞİRİNEVLER'de bir mütevazı evde yaşamaya çalıştıklarından, kendisini yaşı küçük diye işe almakla almamak arasında oyalayan oturdukları semtteki fotoğrafçıdan, Halep'te kalan abisi 25 yaşlarındaki Kerem'den, beş yeğeni arasında ismini sayıverdiği Muhammed, Ali ve Zeyno'dan 3-5 dakika arasında bahsetti. Eline gizlice verdiğim harçlığı mahcubane alırken kara kalemle çizilmiş gibi gergin kaşlarına, yeni terlemiş "Genç Osman" misali bıyıklarına göz ucuyla baktım..Düzgün ve genç irisi elleri soy güzelliğinin aynası gibiydi. Allah bütün mazlum Müslümanlar gibi onu ve ailesini de korusun. Belli ki İstanbul'un bütün semtlerinde bu çocuk ve gençler, bir müddet, belki de devamlı kalacaklar...Belediyelerin, millî-İslamî-insanî kuruluşların, ocakların, vakıfların ve derneklerin...de yapacakları olmalıdır. İstismar canavarlarından, bu, memleketimizin acemisi insanlar korunamazsa hesap günü çetin olur...Allah yardımcıları olsun ama Türkocakları ve diğerleri, daha önce yapıp başardıklarını, inşallah daimi olarak sürdürüyordur. Gözlerim dolu dolu, kaşlarım çatık bu Cuma'nın intibalarını bilgilerinize arz ediyorum..İstanbul'un cami avluları, Türkmen veya Arap.. Musalarla, Alilerle, Zeynolarla, Keremlerle dolu...Girne'de kıldığımız gibi, bir gün inşallah Cumaları, Halep, Şam, Musul ve Kerkük'te de kılarız ..Allah büyüktür... Ben edebiyatçı olmaya çalışıyorum arkadaşlar,. Gönderme yaptığımı apaçık söylemem. Sitemdir, idealdir, hevestir, temennidir, duadır, bedduadır... Herkes kendi ufkuyla bakar. Kimseyi de yadırgamam, kimseyi incitmemeye çalışırım. Fikirlerime ve hayallerime sahip çıkacak iradem de var...Hayallerin sınır aşması, realiteden uzaklaşmamı gerektirmez. Dolar-yuro paritesinin de 1.05 olduğunun, bugün itibariyle piyasaya 650 milyon dolar verildiği haberinin de dilbilimi makaleleri arasında en son okuduğum bahsin de farkındayım. Bir mahzuru yok değil mi ?
***
13 Mart 2015 ·”GÜNLERİN GEÇİŞİ ARDI ARDINA…”
...Ve eskilerin "erbain" (kırk), sonra "hamsin"(elli) dedikleri günler ardı ardına geçmekteler...Hamsin günlerinin bitmesine 7 gün var. kış mağlup olmak üzere.."Kış cenapları", gelecek 21 Aralık'ta dönmek üzere yakında vedâ edecek.. Kuşların keyfine diyecek yok. Güneş artık bulutları yara yara yükseklerden bakmaya başladı.. Acelesi yok, hemen kaçmıyor.. Haydi hayırlısı...Gelecek cuma, "yeni gün"e merhaba demek üzere Ergenekon'un demir dağlarını eritecek sıcaklara doğru gidiyoruz....MME
***
13 Mart 2015- SAFAHAT’I OKUMAK… ·
Safahat' ı 18 yaşına girdikten sonra veya Lise sondan itibaren okumamış olanlar, zarardadır. Tez zamanda ziyanlarını telafi etmeli, sonra da Yahya Kemal, Arif Nihat, Necip Fazıl ve 1001 Türk Klasiğine doğru yürüyüşlerine devam etmelidirler...Ergenekon ve Hira'ya doğru ve tabii Alpler, Tunalar, Niller... hasreti içinde; ilimle, fenle, sanatla, siyasetle, aşkla...Yollar ve bahtlar açık ola...
***
13 Mart 2023- DR. ABDÜLKADIR SEZGİN'E RAHMETLER OLSUN...
Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Kendisini 1970'te TMTF ( Türk Millî Talebe Federasyonu) nda iken tanımıştım. Orada bir birimin başındaydı. Üst kat Ülkü Ocaklarına ait bir konferans salonuydu. Federasyon'un Kültür Müdürü Recai Yıldız yakın akrabamdı. Orada Türk Gençliği adıyla bir dergiyi çıkarıyorduk . İlk şiirim Malazgirt Rüyası da bu dergide çıkmıştı. Rahmetliyi bu binada sık sık bütün cevvaliyeti içinde görürdüm, selamlaşırdık. Rahmetli Süleyman Özmen ile Yusuf İmamoğlu'nun naaşlarını da bu binaya getirip buradan ebedi istirahatgâhlarına tevdi etmiş idik. Abdülkadir Hoca güler yüzlü ciddiyeti ile çizgisinde sapma olmadan bizim neslin saygıdeğer ağabeylerinden biri olarak yaşadı, eser verdi ve hafızalarımızda hayırlı izler bırakarak gitti. Camiamızın başı sağ olsun. Ülkücü hareketin ilk neslindendi. Fatihalarımız aziz ruhuna armağan olsun inşallah.....
***
Deprem bölgelerinde kaynayan yemek kazanlarına maşallah...Sıra sıra kazanların yüzlercesinin Belgrad yakınlarında Tuna kıyısında OSMANLI ORDUGÂHINDA akşam yemeği için kaynadığını düşünebiliyor musunuz ? Asırlar önce de bizi diri tutan bu bereket gerçek değil miydi ?