Büyük Türkiye Kurulmalıdır

Abone Ol

İsrail tarafından Gazze yakılıp yıkılırken Lübnan Hizbullah'ı kılını kıpırdatmadı. Gazze bitince İsrail Lübnan' a vurmaya başladı. Mahmut Abbas liderliğindeki Batı Şeria' dan ne Gazze ne Hizbullah için bir hareket sadır olmadı. 

İsrail sırayla her birini tek tek ezerek ilerliyor ve bu arada Cumhurbaşkanımız Türkiye' nin sırada olduğu söylemesi tehlikenin boyutlarından haber verir niteliktedir.

Bu vahim gelişmeler karşısında...

Tehlikenin kapımızda olduğunu ve kurbanlık koç gibi sıramızı beklemenin doğru olmayacağını idrak edersek Türkiye hızlı manevralarla Büyük Türkiye formülünü hayata geçirebilir. Bu çerçevede; Azerbaycan, Irak, Suriye, Filistin, Lübnan, Ürdün gibi devletçikler Büyük Türkiye çatısı altında (başka bir isim de olabilir) toplanmalı, Türkiye' nin abiliğini kabul etmelidir. Aksi halde yangın büyüdüğü zaman hiçbiri kendi evini kurtaracak gücü kendilerinde bulamayacaktır.

Türkiye, Kadim rakimiz İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth of Nations) örneğinde olduğu gibi kendine bir rol belirlemeli, gerçekleştirmek için de hızını artırmalıdır. İngiliz' in gerçekleştirdiği Commonwealth' e karşı bizim de gerçekleştireceğimiz Büyük Türkiye idealimiz var.  

Hristiyan dünyası Armageddon, İslam dünyası Melhame-i Kübra' nın bir gün mutlaka gerçekleşeceğine inanmaktadır. O günün büyük kapışması bugünün savaşı olabilir. Çünkü çatışmaların yayılma ve büyüme eğilimine girdiği görülmektedir

Durum ciddi, yangın giderek genişliyor ve daha da genişleyecektir. İsrail, Arz-ı Mevut için savaştığını söylerken, ABD ve İngiltere açık destek vererek yangına benzin dökeceklerini tüm dünyaya ilan etmekteler. Cumhurbaşkanımız, İsrail' in hedefinde Türkiye var diyorsa böyle bir tehlike vardır. Olaya siyasi sebeplerle yaklaşamayız. Vehametin büyüklüğü ortada! 

Yakın geçmişimizde bugüne örnek olacak hamlelerimizi hatırlayın; Türkiye; Atatürk' ün öngörüsüyle (1937) Sadabat ve Demokrat Parti zamanında (1955) Bağdat Paktını kurmuştu. Şimdi çok daha komplike paktlara muhtaç hale geldik.

Oturup beklemek değil hamle zamanıdır.