Bilgisayarın başına geçtiğimde nereden ve nasıl başlayacağımı biliyordum.
Bebek ölümlerini daha doğrusu canımızı emanet ettiğimiz sağlık personellerinin, tabii başta çetenin başındaki hipokrat yemini etmiş doktor! olmak üzere nasıl katlettiklerinden başlayıp yazacaktım.
Ellerim tuşlara bir türlü gitmiyordu.Ne yazabilirdim ki üç beş kuruş para için değil, tam 10 tane bebeğimizi yanlış tedavi edip,daha doğrusu tedavi etmiş gibi gösterip,bu caniler yetmemiş gibi birde SGK yı milyonlarca dolar dolandırmışlar.
Tabii bu sadece Aysbergin görünen yüzü.....
Kim bilir hangi hastahaneler de daha neler yaşanıyor bilemiyoruz...
Kimsenin günahını almak istemem diyecem amma maalesef bu tip olaylar savcılarımızın tespitleri ile daha doğrusu sadece görevini yapan bir Cumhuriyet savcımızın dik duruşu sayesinde bu çetenin çökertilip ve suçluların yakalanması sağlanmıştır.
İşin garibi daha doğrusu tuhafı ise bu olayı ta geçtiğimiz Şubat ayı içerisinde bir kaç anne babanın hastaneleri şikayet etmesi üzerine savcılığa yansımış.
Tam dokuz ay boyunca kimsenin dikkatini çekmemiş? Orası tam bir muamma.Taki bir tane cesur savcının harekete geçmesi ile daha doğrusu savcımıza tehtid ve şantaj yapılınca iş gün yüzüne çıkmış.
Ve daha da tuhafı ise o sadece işini yapan Cumhuriyet savcımız bir anda ülkenin gündemine oturdu ve kahraman ilan edildi.
Bu savcımız gibi çok değil on tane daha çıksın,emin olun ülkede ne terörist,ne kadına şiddet,ne çocuk tacizleri,ne uyuşturucu kalır.
Gerçi onlarda bıkmışlardır. Hangi birisiyle ugraşsınlar ki onlarında birer insan olarak canları ve aileleri var.
Allah'tan o savcımız kendi çıkıp "ben sadece işimi yaptım" dedi de kahraman ilan etmekten vazgeçtik....
Kamu hastanelerinden bebekleri özel hastanelere sevk edip yoğun bakımda bir kaç gün tuttuktan sonra yanlış yahut hiç tedavi etmeyerek ölümlerine sebebiyet vermişler,bilerek isteyerek ve tabi ki kasten.
Sonra da birbirleri ile şakalaşıp gülerek yemişler içmişler ve dalgalarını geçmişler bu haysiyetsiz kişiler.
Tabi dokuz ay sonra olay deşifre olunca on tane özel hastane geç de olsa kapatıldı.
Hani eski Yeşilçam filmlerinde herkes birbirini vurup kırdıktan sonra filmin sonunda polisler gelirdi ya,işte tam da öyle yani...
Bu habere yasak getirildiği için daha fazla deşmeyelim konuyu.
İşte o anda TV lere Ankara'daki TUSAŞ saldırı haberi düştü internete.
TV lerde canlı canlı izledik bu terör baskınını.Sonrasını zaten biliyorsunuz PKK üstlendi ve 5 şehit 22 yaralamız vardı.Allah emniyet güçlerimizi korusun, özel kuvvetler olaya müdahale ettikten bir saat sonra kaçamayacaklarını anlayan bu kalleş iki canlı bomba kendilerini patlatarak intihar etmişler.İçişleri bakanının açıklamaları bu yönde.
Şehitlerimize Allah rahmet eylesin yaralılara geçmiş olsun,ailelerine sabır diliyorum.Tek yapabildiğimiz bu çok üzgünüm.
Ülkemizin batı! sınırları hariç diğer sınırlarımızı pek kontrol altında tuttuğumuz söylenemez maalesef.Çok zor bir sınır coğrayamız var.Bir kısmı savaştan kaçan sığınmacılar,ülkelerinde artık savaş bitmiş ama dönmüyorlar.Basına yansıyan rakamlar eğer doğruysa demografik yapımız tehlike altına girebilir diyorlar.On milyonun üzerinde mülteci var deniyor ülkemizde.Eee bunlara ayrılan bütçeyi düşünün artık.Belkide o yüzden ekonomimiz bir türlü düzelmiyor,enflasyon düşmüyor.
Yönetme şeklinde bir sorun var diye duşünüyorum.Tersinide düşününler olabilir saygı duyarım ama asla katılmıyorum.
Kadına şiddet almış başını gidiyor sadece geçtiğimiz bir ayda öldürülen kadın sayımız kırka yaklaşmış durumda.Cinsel taciz ve tecavüz olaylarının sayısı meçhul,anca haberlere düşerse öğrenebiliyoruz.Güpe gündüz sokak ortasında kadınlara saldırıyorlar, kimsenin korkudan kılı kıpırdayamıyor,herkes kendi canından korkuyor maalesef.
TV de haberlere bakamaz olduk.Sokaklar çetelerle dolu ve birbirlerine silahlı saldırılar gerçekleştiriyorlar,yaralılar ölüler ve bu haberleri dinleyen normal vatandaşlar şaşkın şaşkın ne yapacağımızı bilmez haldeyiz.
Emniyet güçlerimiz de insanlar ve bizler kadar şaşkın,hangi birine yetişsinler ki?
Yakalananlar da çabucak dışarı çıkıyor.Sorun yasalarda değil.Uygulamada sorunlar ve çelişkiler var diye düşünüyorum.
Şu cümle ile bitireyim sadece İstanbul da 4 milyon kişi ruhsatsız tabanca taşıyormuş.
Kimler mi? Valla ben bilemem onu anca ilgili bakanlıklar bilir...
Çünkü ilgili bakanın bir açıklaması vardı geçtiğimiz günlerde.750 bin tane göçmen adreslerinde yok kayıplar!
Polisimizin işi zor Allah yardımcıları olsun.Vatandaşın da öyle tabii ama bu ülke bizim kaçıp göçecek halimiz yok ya.
Bu vatanı bu Cumhuriyeti kurup bize bırakanlara karşı nankörlük olmaz mı?
İşte öyle...
Birgülce