4 Aralık 2022 tarihinde CHP Tekirdağ Olağanüstü İl Kongresi yapıldı.
Tek başkan adayı vardı.
600 delegenin yarısından biraz fazlası kongreye geldi.
Divan başkanlığı ve diğer yetkililer, sonucu zaten belli olan kongreyi, çabucak bitirmek gayretindeydiler.
Kısa sürede oy vermeye geçildi.
Delegeler de, hazır blok listeleri sandıklara atarak bir seçim (!) yapmış oldular.
Böylece, çoook “demokratik” bir kongre daha yaşamış olduk.
ÇARŞAF LİSTE, BLOK LİSTE
CHP Tüzüğünde “ kongre seçimlerinde kural çarşaf listedir ” diyor.
Son 12 yıldır, Tekirdağ’da izlediğim hiç bir kongrede, çarşaf liste uygulandığını görmedim.
Çarşaf liste yönteminde, yönetim kuruluna aday olmak isteyen üyelerin isimleri, bir listeye yazılır.
Delegeler, bu listeden uygun gördüklerini işaretleyerek yönetim kurulu üyelerini seçerler.
Çarşaf liste, gerçekten çalışmak isteyen, kendine güvenen kişilerin önünü açar, katılımı arttırır, yeni yüzleri ortaya çıkarır.
Blok liste, başkan adayının kendi kafasına göre seçtiği veya yukarıdan dayatılan isimleri yazdığı bir listedir.
Delegelere bu hazır liste verilir.
Kongrenin başında, kongreyi yöneten kişi olan divan başkanı “seçim çarşaf listeyle mi olsun, yoksa blok listeyle mi olsun?” diye sorar.
Genelde bu sorunun cevabı, hep blok liste olarak çıkar.
Sanıyorum hazır listeyi sandığa atmak ve saymak daha kolay geliyor.
Orantılı blok gibi alternatifler “tüzükte yazmıyor” diye dikkate alınmıyor.
BİREYSEL ADAYLIK
Tüzüğün 42. Maddesinin 2. Paragrafında söyle bir cümle var:” Blok listelerde yer almayanlar bireysel aday olabilir.Blok listede yazılı adlar çizilebilir, çizilen adlar yerine yeni ad yazılabilir.”
Kongreler Yönetmeliğinin 29. Maddesinin (b) paragrafında bu işin detayları anlatılıyor: “Blok listeler dışında asıl ve yedek üye adayı olarak başvuruda bulunmak mümkündür. Başkanlık kurulunca kesinleştirilen bireysel adayların ad ve soyadlarını içeren bir liste seçim kurulunca onaylanarak sandık başına ve oy verme hücrelerine asılır.”
Herşeye rağmen, parti içi demokrasiye biraz kapı aralayan bu hakkın, bilinmesi, duyurulması ve teşvik edilmesi gerekir.
Ben, şimdiye kadar kimsenin kullandığını duymadığım “bireysel adaylık” hakkımı Olağanüstü Kongre’de denemeye kalktım.
Gerekli dilekçe, el broşürü, tanıtım konuşması, oy pusulası gibi malzemeyi hazırladım.
Kongrede blok liste kararı alındıktan hemen sonra, ilgili Tüzük ve Yönetmelik maddelerini belirttiğim dilekçeyi Divan Başkanlığına sundum.
Başkanlığın, başvurumu kesinleştirip, seçim kuruluna onaylanmak için göndermesini beklemeye başladım.
Hiç bir işlem yapılmadığını görünce, tekrar Divan başkanı sayın Orhan Sümer’e gittim.
Orhan Sümer, delegelerin % 10’undan imza toplamam gerektiğini ve blok liste kararının çıkmış olduğunu söyleyerek, dilekçemi işleme koymayacağını belirtti.
Orhan Sümer, ya ne yapmak istediğimi anlamadı, ya da Tüzük ve Yönetmelikleri bilmiyordu.
Durumu açıklamama da izin vermedi.
Kongreyi yönetmekle görevlendirilmiş bir milletvekilin, daha dikkatli ve bilgili olmasını beklerdim.
Ama kongredeki avukat arkadaşların da, diğer Milletvekili İlhami Aygün’ün de, tüzük ve yönetmelikleri bilmediği anlaşıldı.
Kongreyi bir an önce, istendiği şekilde bitirip, verilen adrese teslim etme telaşı içinde, açıp bakmak zahmetinde bile bulunmadılar.
TANITIM KONUŞMASI
Tanıtım broşüründe You Tube’a yüklediğim bir konuşmanın kare kodunu koydum.
Üç dakikalık konuşmayı izlemek için bu karekodu okutmanız yeterli.
KAPANIŞ KONUŞMASI
Kapanış için hazırladığım konuşmanın gazeteye uyarlanmış metni:
“Arkadaşlar, tekrar merhaba.
Verdiğiniz oylar için teşekkür ederim.
İngilizcede parti disiplinine uymayan politikacılara “maverick” diyorlar.
Ben kendimi bir maverick olarak görüyorum.
Ama bunu gıcıklık olsun diye yapmıyorum.
Sözlüklerde bu kelimenin “akım başlatıcı”, “yeni yollar açan kişi” gibi başka anlamları da veriliyor.
Temelde fen eğitimi almış bir kişi olarak, kendimi az çok Erdal İnönü ekolüne yakın görüyorum.
Bilimsel yaklaşımla yeni şeyleri denemekten çekinmiyorum.
Bu şekilde yeni yollar açabileceğimi düşünüyorum.
Bir hayalim varsa kendime Bernard Shaw gibi “Neden olmasın?” diye soruyorum.
Bir çözüm için atılacak bir adım varsa, ve bunu birisinin yapması gerekiyorsa, ben neden çıkmayayım diyorum.
Bu gün burada çoğunuz, Gabriel Garcia Marquez’in Kırmızı Pazartesi kitabındaki gibi neler olacağını biliyordunuz.
Ama çaresizce beklediniz.
Kaderine razı sessiz kuzular gibi, tıpış tıpış gidip, hazır listeyi sandığa attınız.
Bu gün yaptığınız, AKP’lilerin burun kıvırdığımız biat davranışından pek farklı değildi.
Bugün burada, bu partide bir reform olacaksa, bunun delegelerden başlaması gerektiğini bir defa daha görmüş oldum.
Bizi ancak bağımsız düşünen, cesur, bilgili delegeler kurtarabilir.
Bundan sonra ortak hedefte birleşelim.
Bundan sonra hedefimiz önümüzdeki seçimleri kazanmak.
Saygılarımla”
TEK ADAY VE GRUP MEMNUNİYETİ
Temple Universitesi Matematik Profesörü Warren D. Smith seçim sistemleri ve seçmen memnuniyeti konusunda kapsamlı çalışmalar yapmış.
Araştırmanın özeti aşağıdaki grafikte.
Grafiğin yatay ekseninde sağa doğru gittikçe grup memnuniyeti artıyor.
Dikey eksende yukarı gittikçe seçim sistemi kolaylaşıyor.
Grafiğin sol üst köşesinde yazılan “Random winner”, tepeden belirlenmiş tek adaylı bir durumu gösteriyor.
Bu durumda, aday bir kraliyet ailesinden gelen bir prens bile olsa, grup memnuniyeti en düşük seviyede (2).
En sağda “Magic Best Winner”, ancak bir sihirle bulunabilecek en iyi adayı ifade ediyor.
Arada diğer seçim yöntemleri bulunuyor.
SONUÇ
Tek adayla yapılmış kongre, W.D. Smith’in çalışmasında gösterildiği gibi, CHP üyelerinin “grup memnuniyeti” skorunu düşürdü.
Delegelerin çoğu kurşun asker gibi gözleri kapalı oy kullandılar.
Böyle delegelerle yapılacak hiçbir seçimden demokrasi bekleyemeyiz.
“Bireysel adaylık” konusunda üyeler ve kongreleri yönetenler bilgilendirilmeli, bu uygulama teşvik edilmeli.
“Bireysel aday” olarak ortaya çıkmamın kongre sonucunu değiştirmeyeceğini biliyordum ama böyle bir hakkın olduğunu, bir eylemle duyurmak İstedim.
Tekirdağ CHP üyelerinin çoğunun içine sinmeyen, Partimize yakışmayan, tek adaylı bir Kongreye biraz “demokrasi” katmaya çalıştım..
(1) W. Poundstone.”Gaming the Vote”. Hill&Wang Yayınevi, New York (2008)