Bugüne kadar kaç kişinin haberi vardı bilmem ama ben bu kelimeyi ilk defa duyuyorum. Wikipedia’da oldukça ayrıntılı bilgi var. Özet olarak şunları aktarmalıyım: Tarihte bilinen ilk ponzi oyunu, bu sisteme adını veren Charles Ponzi tarafından 1920 yılında gerçekleştirilmiştir. Ponzi, bu oyun sayesinde kısa sürede 10.000 yatırımcıyı posta pullarını kullanarak bir arbitraj karı elde ettiğine inandırmış; ancak aslında ortada olmayan bu karlar nedeniyle oyun daha fazla sürdürülememiş ve sistem kısa sürede çökmüştür. Türkiye'de Saadet, Titan zinciri, Çiftlikbank adıyla bilinen yöntemler ponzi oyununa örnek olarak verilebilir.

Olay Türkiye’nin gündemine nasıl geldi ? Haber kanallarının ön sıralarında yer bulan bir dolandırıcılık hikayesi ile ilişkili bu kelime. Hikayenin kahramanları da oldukça önemli isimler; Fatih Terim, Muslera, Arda Turan, Selçuk İnan, Semih Kaya, Emre Belezoğlu, Ayhan Akman şimdilik. Çünkü bu sistem 2011 yılında başlatılmış, soruşturma ilerledikçe yeni isimlerin listeye ekleneceği kesin. Basından öğrendiğimize göre; “Fatih Terim Fonu” denilerek güven sağlanmış, özellikle spor camiasının varlıklı kişileri ve iş insanları kısa sürede müthiş getiri vaat edilerek ikna edilmiş. Ne senet, ne sepet, ne dekont, ne resmiyet olmadan oldukça önemli miktarda paralar toplanmış, bir saadet zinciri oluşturulmuş.

Bu zincirin baş aktörü bir bankanın Florya şubesinin müdürü Seçil Erzan. Seçil Erzan Jeoloji mühendisi.  Genç yaşında bankanın şube müdürü olabildiğine göre oldukça şanslı biri veya çok yetenekli. Borsada kaybettiği paraları yerine koyabilmek için sporcu abilerinin birikimleriyle kayıt dışı bir fon oluşturmayı başarabildiğine göre oldukça da zeki. Para da kazandırmış bazılarına. Ama zincire yeni halka eklenemediği zaman veya birisi parasını acilen talep ettiği zaman foya meydana çıkıyor ve sistem çöküyor. Bu sistem öyle işliyormuş, yani son gelen ilk katılanın parasını ödüyor.

Charles Ponzi cebinde 50 Doları varken kısa sürede 15.000.000 Dolar toplamış. Yeni katılımlar azalınca ödeme zorluğu nedeniyle sistem çökmüş, Ponzi hapse girmiş. Kodesi boylarken cebinde sadece 75 Doları varmış. Seçil Erzan’ın ne kadar parası kalmıştır bilemem ama hakkında açılan davada savcı 214 yıla kadar hapsini istemiştir. Kim, ne kadar bu şaibeli işin içindedir, suça ortak olmuştur, bunu ancak mahkeme sonuçlanınca anlayabileceğiz.

Buraya kadar okuduklarınızı bir kenara koyun. Asıl can alıcı soru şudur: Milyon dolarlar bir helvacı kağıdıyla nasıl başka birisine teslim edilebilir? Bir aylık vadeye nasıl bu kadar büyük faiz verilebilir? Kameraların önünde yapılan bu kadar büyük para teslimatları bankanın Genel müdürlüğü tarafından  nasıl sorgulanmaz? Bu kadar büyük bir risk nasıl göze alınabilir? Akli melekelerle böyle bir getiriye nasıl inanılabilir? Fareye, “30 santim ileride bir peynir var, al getir.” demişler. ”Olmaz!” demiş fare, “İş küçük, ödül büyük, bu işte bir hinlik var.” Geçmişte yaşanan banker faciaları da mı aklınızı başınıza getirmiyor sizin, para hırsınızı frenleyemiyor? Ne doymak bilmez bir iştahtır bu arkadaş!

Sermaye düşmanı değilim. Vergisi ödenmiş helal kazançlara kim ne diyebilir ki? Refah içinde bir hayatı kim arzulamaz ki? Ama biz kanaati unuttuk, haramı helali birbirine karıştırdık. Kul hakkına, komşuluk hukukuna saygımızı yitirdik. Muhteşem bir kültürümüz, örnek bir medeniyetimiz, imrenilen bir ahlakımız vardı bizim. Ne edep kaldı ne adap!

Nereden çıktı bunca görgüsüz ve şımarık fenomen?  Siyasetin beslemesi mafya bozuntuları, huzura kasteden sokak çeteleri , Hazine’nin sırtındaki müteahhitler, aile yapımızı mahveden TV dizileri, Tik tok rezillikleri, bahis ve şike vurgunları, üç dört yerden maaş alan doymak bilmez bürokratlar, kamudaki israf ve şatafatı köpürtenler, dini kullanarak milli değerlerimize hakaret eden şarlatanlar, dolandırıcılar,  tefeciler, fırıldak siyasetçiler…say say bitmiyor! Ne oldu bize, neden şirazesinden çıktı bu toplum? Ne ara bu hallere düştük biz?

“Sahtekarla tamahkar birbirini kolay bulur.” demişler. Tamam bulsunlar da, kanuna uyanların, doğruluktan ayrılmayanların, ahlaklı hayatı tercih edenlerin ,alın terini kutsal bilenlerin, vicdanını sağlam tutanların, haram sofralara oturmayıp helal rızka koşanların günahı nedir yahu?!  Hep çile, hep ıstırap, hep sıkıntı, hep gözyaşı mı?! Adaletin batsın dünya!