Türk Yurduna ve Türk Milletine, kan ve ruh yoluyla bağlı olmayan hiç kimsenin Türk´e faydası dokunmayacaktır; tarih bunu böyle yazmıştır.

                                                       SİYASETÇİLER   Biz Türk´üz. O halde; bizi yönetenlerin Türk olmalarını istemek, bizim en doğal hakkımızdır.       Siyasetçiler, milleti yöneten ve temsil eden kişilerdir. Bu yüzden her siyasetçi, kamu yönetimi, tarih, edebiyat, sosyoloji, psikoloji ve felsefe donanımı olan kişilerden olmalıdır. Zeki, ahlaklı, milliyetçi, çağdaş, ağırbaşlı ve fedakâr olmayan kişiler değil meclise girmek, meclisinden önünden bile geçirilmemelidir. Bir vatandaş, herhangi bir milletvekili ile konuştuğunda aydınlanmalı. Çözüm üretemeyen, sokak serserileri gibi bağırıp, kavga eden siyasetçiler, milleti birbirine düşürmekten başka bir işe yaramazlar.      Bugünlerde, doğru düzgün Türkçe konuşamayan, tam anlamıyla cahil olan futbolcunun, türkücünün, müteahhittin milletvekili adayı olduğunu görüyoruz. Merak ediyorum; top peşinde koşmak ve türkü söylemekten başka hiçbir mazi ve başarıları olmayan, hayatında açıp birkaç sayfa kitap bile okumamış, devlet yönetimi hakkında en ufak bilgisi dahi ve fikri olmayan bu vatandaşları hangi akıl, hangi mantık, hangi siyasi ahlak meclise sokuyor? Sırf, milletçe tanındığı ve maddi güce sahip olduğu için yetersiz kişileri meclise sokmak, millete ihanet etmektir. Yetersiz kişilikler, memleketi yüceltemeyecekleri gibi daha da alçaltırlar. Biz, Türk Milleti olarak hemfikiriz ki; Sokak jargonu ile konuşanlar kahveye gitsin, sokak jargonu ile konuşan siyasetçiler istemiyoruz.                                      **                         **                             **     Bir milletvekili, ayakkabısı yırtık çocuktan bahsediyorsa, o milletvekiline minnettar olurum. Fakat yırtık ayakkabıdan bahseden milletvekili binlerce liralık ayakkabı giyiyorsa; ondan iğrenirim. Gösterişli ve pahalı makam arabalarına binen siyasetçilerin tek derdi zenginlik içinde yaşamaktır. Milleti yoksulluk içindeyken, lüks içinde yaşayan siyasetçiler, kalplerinde zerre millet sevgisi barındırmayan ve milletine değer vermeyen kişilerdir. Günümüzde birçok milletvekilinin unuttuğu husus da şudur: Milletvekilliği zengin olma makamı değil, devlete ve millete hizmet etme makamıdır. Millete hizmet değil de efendilik edip milleti hüsrana uğratanlar, gelecekte nefretle anılacaklardır. Türk Milleti nasıl ki bugünün kahramanını bin yıl sonra da saygıyla ve minnetle anacaksa, kendini hüsrana uğratanları da anacaktır fakat sevgiyle değil!       Türk olmayan biri nasıl olur da vekil olur, Türk olmayan vekil nasıl olur da Türk Milletini temsil eder, Türk olmayan nasıl Türk´ü yönetir! Vekil olmanın ilk şartı, Türk olmak olmalıdır. Geçmişinde Türk´e ve Türkçülüğe karşı durmuş olanlar,  kötü söz edenler seçilme hakkından mahrum edilmelilerdir.       Türk Milleti! Sen Türk olmayanlara güvenmemen gerektiğini acı tecrübeler edinerek, büyük bedeller ödeyerek öğrendin. Ne zaman gayri Türk´e güvendiysen pişman oldun. Türk olmayanı başına getirme, Türk olmayanın seni yönetmesine izin verme. Türk´ü ancak Türk yönetebilir, Türk´e ancak Türk´ün faydası dokunabilir. Türk´e Türk gerek!   **                                    **                                       **   Türk Yurduna ve Türk Milletine, kan ve ruh yoluyla bağlı olmayan hiç kimsenin Türk´e faydası dokunmayacaktır. Tarih bunu böyle yazmıştır.