Ben de “Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter” diyerek şaşıyım ama gözlerim iyi görüyor." dedim.

Bu hafta da bir kıssadan hisse paylaşayım. Rahmetli anacağım ne güzel masallarla büyüttü beni. "Üç Elma Kızı" masalını yalansız onlarca defa anlattırmışımdır rahmetli anama.. Mekanı cennet olsun. Benim çocukluğumda tek tük evlerde radyo vardı.Televizyon, bilgisayar ve internetin esamesi okunmazdı. Ben de bu bayram sonrası güzel bir kıssadan hisse paylaşmak istedim sizlerle. Rivayet odur ki Padişah'ın biri veziriyle birlikte tebdili kıyafet yaparak gezmeye çıkmış. "Tebaası nasıl yaşıyor, nasıl geçiniyor, sıkıntıları neler?" görmek istemiş. Gezi sırasında uğradıkları bir köyde küçük şirin bir evin önüne oturmuş, örgü ören genç bir kız görmüşler. Padişah genç ve güzel kızın yanına gitmiş ve bazı sorular sormaya başlamış. - Merhaba kızım. Baban evde mi? Kız: - Babam evde yok! Azı çok etmeye gitti. Padişah: - Annen evde mi? Kız: - Annem de evde yok. O da biri iki etmeye gitti. Padişah: - Kızım eviniz çok güzel ama bacası biraz eğri ibi... Kız: - Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter. Padişah: - İyi o zaman .Pekiyi, O zaman sana bir kaz yollasam yolar mısın kızım? Kız,: - Hiç kuşkunuz olmasın, en ince tüylerine kadar yolarım, demiş. Padişah kıza "Öyleyse selametle kal." deyip, veziriyle tekrar yola koyulmuş. Saraya varınca padişah vezirine sormuş: - Kız ile ne konuştuğumuzu anladın mı? Verzir: - Doğruyu söylemek gerekirse pek bir şey anlamadım padişahım, demiş. Padişah: - O zaman tez vakitte bunu çöz. Yoksa seni vezirlikten azlederim, demiş. Vezir telaşla fırlamış. "Nasıl öğrenirim?" diye düşünürken, en iyisi ilk ağızdan bilgi almak deyip, gitmiş padişahın konuştuğu kızın köyüne. Vezir: - Aman kız, hanım kız!. Biz geçen gün yanımda biriyle senin yanına gelmiştik. Yanımdaki kişi senle sohbet etmişti. O sohbette konuştuklarınız ne anlama geliyordu? Onları bana bir deyiver. Dile benden ne dilersen. Kız: - Konuştuklarımızı açıklarım ama her cevap için on altın isterim, demiş. Vezir kabul etmiş. Kız anlatmaya başlamış: - O amca bana babamı sorduğunda "Azı çok etmeye gitti" demekle; babamın çiftçi olduğunu, tarlaya tohum ekmeye gittiğini anlatmak istedim. Vezir on altını vermiş, kız devam etmiş: - O amca annemi sorduğunda "Annem biri iki etmeye gitti" demekle; annemin ebe olduğunu, doğum yaptırmaya gittiğini anlatmak istedim. Kız vezirden on altın daha alıp devam etmiş: - Amca "Eviniz çok güzel ama bacası eğri" demekle; benim güzel olduğumu ama gözelerimin şaşı olduğunu söyledi. Ben de "Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter" diyerek; şaşıyım ama gözlerim iyi görüyor." demek istedim. Vezir kıza on altınını verip hemen atılmış: - Peki ya sana bir kaz yollasam yolar mısın, ne demek? Kız tebessüm edip açıklamış: - O kaz da sizsiniz, demiş. Bunları öğrenmek için bana onlarca altın verdiniz.:J) Hepinize iyi bayramlar. Elmas Balım