?MUTLULUK?

      Geçen Cuma 23.3.2018 tarihinde İstanbul, Çapa´da Kırım Derneğinde Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan´ın ? Nasıl Mutlu Olabiliriz?? konuşmasından aldığımız notları paylaşmak istiyoruz.       -Mutluluğun %50´si genetik faktörlere bağlı olarak doğuştan gelmektedir.  Değiştirme  imkanı yoktur.       -Mutluluğun % 10´u içinde bulunulan şartlara bağlıdır. Bu şartlar iş durumu, maddi şartlar gibi şartlardır.       -Mutluluğun % 40´ı amaçlı faaliyetlere bağlıdır. Ne düşündüğünüz , nasıl düşündüğünüz  ve ne yaptığınız amaçlı faaliyetlerdir. Bir çaba, bir faaliyet sonucu kendini işe yarar hale getirmek mutlu olmak için gereklidir.       -Mutluluğun % 40´ını sağlayan ? Amaçlı Faaliyetler? 12 madde halinde şöyledir:       1.Şükretmek, 2.Pozitif olmak, 3.Sosyal karşılaştırmalar yapmaktan kaçınmak, 4.Nezaket içeren davranışları artırmak,  5.Sosyal ilişkileri beslemek ve zenginleştirmek,  6.Zorluklarla başa çıkma stratejileri geliştirmek, 7.Affetmeyi öğrenmek,  8.Akışı ( yaptığı işe keyif katan)artıran deneyimler edinmek,  9.Mutluluk ve sevinçlerin tadını çıkarmak, 10.Hedef belirlemek, 11.Manevi değerlere önem vermek,  12. Vücudunu sağlıklı tutmak?.       Amaçlı etkinlikler beş başlıkta toplanabilir:       1.Yardımseverlik, 2.Kişiler arası ilişkileri yaygınlaştırmak, 3.İyimserlik, 4.Egzersiz yapmak, 5.Öz saygı ( kendini kabul)       -Ev, mal, mülk, yığınla tunç ve altın / yarasına merhem olmaz / Vücudunda , ruhunda dert olan adamın. / Eldeki nimetleri tadabilmesi için / Keyfi yerinde olmalı insanın / Ev bark neye yarar dertli, kederli olana, / Gözleri görmeyen ne yapsın tabloyu, / Damlalı hasta neden gitsin hamama. ( Horatius)       -İnsanı mutlu eden, sahip olmak değil tadına varmaktır.        -Miden iyi, ciğerlerin sağlam, ayakların tutuyorsa, kralların hazineleri, daha fazla mutlu edemez seni. ( Horatius)       -Bilge kendi mutluluğunun ustasıdır.( Plautus)       -Bilgeye sormuşlar: ? İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir? Bilge, ? Hepsi? demiş ve sıralamış bir bir: ? Çocukluktan sıkılırlar, büyümek için acele ederler ama büyüdükçe  de çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler, sonra sağlıklarını geri almak için kazandıkları paraları verirler. Yarınlarından endişe ederken bugünü hep unuturlar, dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecek gibi davranırlar ama hiç yaşamamış gibi ölürler.       -Peki siz ne öneriyorsunuz? Sorusuna Bilge düşünmeden cevap vermiş: ?Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın. Yapmanız gereken tek şey, kendinizi sevilmeye bırakmaktır. Hayatta en çok şeye sahip olmak, asıl zenginlik değildir, asıl zenginlik,  en az şeye ihtiyaç duymaktır.       -Ünlü Atinalı kanun koyucu, Solon dermiş ki: ? Ömürleri boyunca, şans hep yüzlerine gülse de, ömürlerinin son günü gelip geçmeden insanlar kendilerini mutlu saymamalı. Çünkü insan hayatı hem kararsız, hem de değişkendir. Sadece ufacık bir eylem yüzünden bir durumdan bambaşka bir duruma geçiverir.?       - Bir insanın, eğer imkânı varsa, karısı, çocuğu, parası ve en çok da sağlığı olmalı. Fakat insan mutluluğunu  sadece bunların varlığına bağlamamalı. Kendimize bir arka bahçe, bir oksijen çadırı, kısacası yalnız bizim için  olan, bağımsız bir köşe ayırıp orada gerçek özgürlüğümüzü yaşamalı, gönlümüzce saltanatımızı kurmalıyız. Orada, yabancı hiçbir konuğa yer olmamalı. Sadece kendi kendimizi ağırlamalı, her gün hatırımızı sormalıyız. Karımız, çocuğumuz ve beş paramız yokmuş gibi konuşup, gülmeliyiz. O kadar ki, hepsini yitirmek gibi bir felaket  başımıza  geldiğinde bile, onlarsız yaşamak bizim için yeni bir şey olmasın.       -Issız yerlerde kendin için bir evren ol.(Tibullus)  ( Michel  de Montaigne, Mutluluk ve Yaşama Sanatı, Tutku Yayınevi,8.Basım, Mart 2010)                                                                                                                                     28.03.2018