Siyasetin içinde yer alan bir erkek arkadaşın bana sorduğu soruyu burada yanıtlamak istiyorum.
Soru şuydu: “Nasıl oluyor da fotoğraflarda hep ön planda çıkmayı başarıyorsun?”
1995 yılından bu yana kadını siyasette görünür kılmak, karar mekanizmalarında kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına çalışmak gibi bir misyonu kendimce görev saydım. Bu nedenle buradan kadın arkadaşlarıma sesleniyorum: Gelin, günümüz siyasetinde erkek egemen algısını kıralım, kadını siyasetin içinde daha görünür kılalım. Bu görev hepimizindir.
Siyasi partilerde kadın kotası yükseltilmeli, kadınlarımızın etkili olacağı yönetim birimlerimiz var ve buna layık kadın sayısı da pek küçümsenemez. Siyasette birbirimizi engellemeye, küçük düşürmeye, aşağıya çekmeye meyilli bir yapımızın olduğu açık bir gerçek ama biz öncelikle bundan vazgeçmeliyiz.
Kadına özgü birçok problemlerimiz var ancak kadın sorunlarını sivil toplum örgütlerinde bulunan kadınlarımızın çözmesi gerektiği algısını hiç doğru bulmuyorum, bu sorunu erkekler çözmelidir. 2011 yılından beri belediye başkanlığa, milletvekilliğine, meclis üyeliklerine çok sayıda kadın adaylarımız başvuru yapardı ama bugün gelinen noktada kadın başvuruları maalesef azalmış durumdadır. Çeşitli siyasi ayakların bunda etken olduğunu düşünüyorum. Kadınlar yok sayılmaktadır.
Siyasi partilerde kadın temsil oranları artmalı, bunu sağlamak hepimizin görevi...Bu duruma biraz da kadın arkadaşlarımızın talepkar olmaması sebebiyle gelindiğinin farkındayız. Erkek egemen toplum oluşmasına imkân veren maalesef yine biz kadınlarız.
Bu egemenlik algısını yıkmak için biz kadınlar rol model olabiliriz. Özellikle iş dünyasında yer alan kadınlarımız siyasette baskın olmalıdır. Özgüvenimiz ve güçlü karakterimizle birçok işte olduğu gibi siyasette de hak ettiğimiz, edeceğimiz yerler var; kadın dernekleri bu alanlardan biri... Dernekleri yanımıza alarak sahalara çıkmalıyız, erkek arkadaşlarımızla omuz omuza, yan yana siyaset yapmalı, politikalarımızı anlatmalıyız.
Hayattaki duruşumuz sevgi odaklıdır. Kadının doğasında hoşgörü ve uzlaşma kültürü yoğundur. Kadınlarımız, partiler ve STK´ lar için büyük bir avantaj sayılırlar. Onu arka planda değil, erkeğin yanında tutmalıyız.
Bunu değiştirmek hepimizin görevi olmalı…
Şimdi neden ön planda “kadını görünür kılma” mücadelesi verdiğimin anlaşıldığını umuyorum. Beni anlamayan mücadelemi bireysel algılayan arkadaşlarım varsa onlar da bilsin isterim. Kırılgan olmayı değil mücadeleci olmayı seçmeliyiz. Şimdi erkek arkadaşlara sesleniyorum: Tanrının kalbinizdeki ışığı saydığım vicdanlarınıza elinizi koyun ve biz kadınları görmezden gelmekten, yok saymaktan vazgeçiniz!
Bizlerin istediği sizlerle eşitliğe yakın olmaktır… Yüzde yüz eşitliğin hayal olduğunun farkındayım.
Nurcan BALIBEY
28.11.2018