TÜRK EĞİTİM SEN VE TÜRKİYE KAMU SEN TEKİRDAĞ ŞUBE BAŞKANI KAMURA VARMA ?HEM ADAM GİBİ SENDİKACILIK YAPMAYA HEM DE MİLLETİMİZİN HİSLERİNE TERCÜMAN OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ.? DEDİ Kimseye makam, mevki dağıtmadık, ?Seni müdür, müdür yardımcısı yapalım´ demedik, tayin vaadinde bulunmadık. Sadece işimizi adam gibi yaptık ve eğitim çalışanlarının teveccühünü aldık. 15 Mayıs yetki sürecinin tamamlandığını söyleyerek, ?Teşkilatlarımız ciddi bir başarıya imza attı. İçinde bulunduğumuz koşullarda mevcudu korumak dahi büyük bir başarı iken Tekirdağ Türk Eğitim Sen bir önceki yıla göre yüzden fazla üye artışıyla 2700 lere yaklaşan üye sayısına ulaşmıştır. Türk Eğitim Sen teşkilatının her bir ferdi ile gurur duyuyoruz. Önümüzdeki yıl üye sayımızı daha da katlayarak, eğitim hizmet kolunda yetkiyi alarak, birlik ve beraberlik içerisinde yolumuza devam edeceğiz. 15 Temmuz felaketinin akabinde artık Türkiye yeni bir döneme başladı. Hala ötekileştirmenin ve ayrıştırmanın peşinde olan kim var ise, milletimizin birlik ve beraberlik ruhunu sabote ediyor demektir. Biz inanıyoruz ki; 25 Haziran sabahı, 15 yıldır sendika görünümü altında kamuda terör estiren yapının sonbaharı olacaktır. Bu yıl başladıkları kan kaybetmeye devam edecektir. Ya sendikacılığı öğrenecekler ya da yok olup gideceklerdir. Bu anlamda bizler de üzerimize düşen görevi yapacağız. Bu ülke ve kamu çalışanları sahipsiz değildir.? dedi. 2002 yılında Türk Eğitim-Sen´in üye sayısının 125 bin 863 olduğunu, bugün ise üye sayısının 200 binleri aştığını bildiren Varma, ?İçinde bulunduğumuz konjonktürde bu büyük bir başarıdır. Kimseye makam, mevki  dağıtmadık, ?Seni müdür, müdür yardımcısı yapalım´ demedik, tayin vaadinde bulunmadık. Sadece işimizi adam gibi yaptık ve eğitim çalışanlarının teveccühünü kazandık. Böylesi koşullarda bu büyüme oranını yakalamak her babayiğidin harcı değildir. Bunu ancak Türk Eğitim Sen´liler başarabilirdi? dedi. Milletimizin hislerine tercüman olduk. Bundan sonra da hem adam gibi sendikacılık yapmaya hem de milletimizin hislerine tercüman olmaya devam edeceğiz. Varma, Türk Eğitim-Sen´in sadece bir sendika olmadığını, aynı zamanda bir sivil toplum kuruluşu olduğunu da kaydederek, ?Ülkemizde yüzlerce sivil toplum kuruluşu var ama bizi diğerlerinden ayıran vasfımız adımızın önündeki milli sıfatıdır? dedi. Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen´in, memleketin derdi ile dertlenen, sevinçlerine ortak olan milli bir kuruluş olduğuna dikkat çeken Varma, ?Bu açıdan da Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen tarihi bir misyon ifade ediyor? dedi. Varma sözlerini şöyle sürdürdü: ?Bakınız birkaç yıl öncesinde sözde çözüm süreci yaşanıyordu. Çok şükür ki o yanlıştan dönüldü. Çözüm sürecine hayır diyen tek sendika Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen idi. Milletimizin hislerine tercüman olduk. Bundan sonra da hem adam gibi sendikacılık yapmaya hem de milletimizin hislerine tercüman olmaya devam edeceğiz.? Sipariş ile iş başına getirilen okul müdürlerinin öğretmenlerimizin performansını objektif bir şekilde değerlendirebileceğini kim söyleyebilir? Varma, öğretmenlerimizin itibarını rencide edecek performans uygulamasına karşı olduklarını bildirdi. ?Performans sisteminin hem fiilen uygulanabilir olduğunu düşünmüyoruz hem de öğretmenlerimizin itibarını zedeleyeceğine inanıyoruz? diyen Varma, bu uygulamanın hayata geçmesi durumunda yargıya başvuracaklarını ve her türlü demokratik haklarını kullanacaklarını ifade etti. Performans sistemini değerlendiriciler yönüyle ele alan başkan, sözlerine şöyle devam etti: ?Okul yöneticilerinin öğretmenlere not vermesi kabul edilemez. Şu anda okullarımızın yüzde 90´a yakını belli bir sendikanın temsilcisi. Bu insanlar ehliyet ve liyakat esasına dayalı olarak değil, bir takım siyasal, sendikal saikler ile iş başına getirilmişler. Dolayısıyla sipariş ile iş başına getirilen okul müdürlerinin öğretmenlerimizin performansını objektif bir şekilde değerlendirebileceğini kim söyleyebilir? Bu mümkün değildir. Öte yandan öğretmenleri zümre öğretmenleri ve diğer öğretmenler de değerlendirecektir. Bu durumun çalışma ortamındaki huzuru bozacağına inanıyoruz. Öğretmenlerimizin arasında ilişki sevgi ve saygı esasına dayalıdır. Bu durum öğretmenler arasındaki ilişkiyi olumsuz yönde etkiler. Öğrenci, öğretmenini seviyorsa, öğrencinin nazarında o öğretmenin performansı 100 puandır. Şayet öğrencinin öğretmeniyle arası bozuk ise, o öğretmenin performansı en kâmil öğretmen bile olsa, öğrencinin nazarında sıfır puandır. Velilerin öğretmenleri değerlendirmesi de başlı başına ucube bir uygulamadır. Sınıf içerisinde öğretmeni gözlemleme imkânı olmayan bir velinin öğretmeninin performansını değerlendirmesi doğru değildir. Öğrencilerin öğretmenlerin performansını değerlendirmesine gelirsek; Türk Eğitim-Sen olarak buna da şiddetle karşıyız. Her platformda söylüyoruz; öğretmen not verilen değil, not verendir. Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz Ekim ayında bir pilot uygulama yapıldı. Bu uygulama sırasında öğrencilerin öğretmenlerine hakaret, şantaj içeren paylaşımları sosyal medyaya yansıdı. Öğrenciler, ?Bana sözlüde 50 puan veren hocaya, 30´dan fazla puan vermem´,  ?Yüz ver, yüz vereyim´, ?Yıl intikam yılı´ şeklinde nahoş mesajlar atmıştı. Bunun üzerine MEB sistemi apar topar iki gün içinde kapattı. Dolayısıyla bu sistem hayata geçerse psikolojik şiddetin aracı haline gelecektir, öğretmenlerin öğrenciler nezdindeki saygınlığı azalacak, itibarları sarsılacaktır. Üstelik öğretmenler öğrenciler için rol modeldir. Öğrenci, öğretmenini seviyorsa, öğrencinin nazarında o öğretmenin performansı 100 puandır. Şayet öğrencinin öğretmeniyle arası iyi değilse ya da dersten düşük puan almışsa, en kâmil öğretmen bile olsa, o öğretmenin performansı öğrencinin nazarında sıfır puandır.? Sadece yazılı bir sınav ile öğretmenin mesleki yeterliliği ölçülebilir mi? Bunun yanında tecrübeyi nereye koyacağız? Mesleki yeterlilik sınavına karşı çıkan İl Başkanı Varma, ?Öğretmenleri sadece bilgisiyle değerlendiremezsiniz. Öğretmenler aynı zamanda bildiğini aktaran ve öğrencisinde olumlu yönde davranış değişikliği oluşturan kişidir. Sadece yazılı bir sınav ile öğretmenin mesleki yeterliliği ölçülebilir mi? Bunun yanında tecrübeyi nereye koyacağız? Her zaman söylüyoruz: Tıp fakültesinde okuyan bir öğrenci 6 yıl sonra TUS´a girer, bir alanda uzmanlaşır, yıllar içerisinde kendisini geliştirir, dünya çapında bir doktor olur. Dünya çapında uzmanlaşmış bir doktor 20 yıl sonra yeniden TUS´a girerse, aynı puanı alabilir mi? Dolayısıyla öğretmenlerimizin mesleki yeterliliğini 4 yılda bir yapılacak yazılı sınav ile ölçmemiz mümkün değildir.?  Türk Eğitim-Sen öğretmenlere yönelik şiddet olayları için bir meclis önergesi hazırladı.  Bu sistemin öğretmenlere yönelik şiddet olaylarını artıracağını söyleyen Başkan, ?Hemen her gün öğretmenlerimize yönelik şiddet haberlerine rastlıyoruz. Öğretmenlerimiz adeta öğrenciler ve öğrenci yakınları tarafından şamar oğlanına dönmüştür. Mevzuatın yetersiz olması öğretmeni korumamızın önüne geçmektedir? dedi
Editör: TE Bilisim