AKP iktidarında eşitliğe dayalı yapı bozulurken, Cumhuriyet'in kurucu değerleri aşındırılmakta ve kadına yönelik şiddetin toplumsal hayatın rutini haline geldiği yeni bir Türkiye inşa edilmektedir. AKP'nin her alandaki cinsiyetçi politikaları devam etmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddet, terör kadar en önemli sorun haline gelmiştir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde Samsun'da İbrahim Zarap'ın boşandığı eşine 5 yaşındaki kızının gözleri önünde uyguladığı "şiddet" değil "işkence" hepimizi derinden üzmüştür. İbrahim Zarap hakkında defalarca şikayette bulunan bu kadın kardeşimiz, yalnız ve çaresiz bırakılmıştır. Ancak ölesiye dövüldükten sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı'nın ufukta görünmesi de göstermeliktir. Bu kadını nasıl koruyamazsınız? 2020 yılında 300 kadın öldürüldü ise kadına yönelik şiddet artık "terör" haline gelmiş demektir. Bu konu, "ulusal bir sorun" olarak algılanmadıkça çözülemez. Böylesi bir dönemde; "kadınlara yönelik her türlü şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesini amaçlayan, devletin bu konudaki yükümlülüklerini ortaya koyan" İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açılıyorsa, AKP'nin sorunu çözmek istemediği anlaşılacaktır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir" sözleri, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün idealleri ile taban tabana zıt bir zihniyettir. Anayasa'da yer alan "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür" hükmü uygulanmamaktadır. Anayasa'nın uygulanmasını sağlamak devletin yükümlülüğüdür. Eşitsizlik, bürokraside de yoktur. Bürokraside karar verici konumdaki kadın sayısı oldukça düşüktür. Kamuda üst düzey yöneticilerin yüzde 88,62'si erkek, yüzde 11,38'i kadındır. İçişleri Bakanlığı'nda görev yapan 1672 mülki idare amirinden yüzde 3,76'sı kadındır. HSK verilerine göre, kadın savcı oranı yüzde 14,41'tir. Üreten ve toplumsal yaşamda özgür ve eşit olarak var olmak için savaşan kadınların günü olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadın mücadelesinin önemini ortaya koymaktadır. AKP'nin Türkiye'yi kapana sıkıştıran politikalarının ancak kadınların direnişi ile durdurulabileceği inancındayım. Kadının erkekle tam eşit ve özgür olduğu bir Türkiye mümkündür. Bu hedefte kadınlarla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadınların siyasette, toplumda, ekonomide ve aile hayatında hak ettiği konumu alacağı bir Türkiye dileği ile tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Editör: TE Bilisim