Bugün itibari ile açlık sınırının yaklaşık 2.500 lira, yoksulluk sınırınınsa 8.000 liraya yakın olduğunu söyleyen Cesur, 20 milyon ücretli çalışanın yüzde 43'ünü asgari ücretlilerin oluşturduğunu ve 2.324 lira olan asgari ücret sebebi ile milyonlarca vatandaşın açlık sınırının altında yaşamak zorunda bırakıldığını dile getirdi. Avrupa'da asgari ücretle çalışanların, toplam çalışanlara oranın yüzde 5 ile 15 arasında seyrettiğine dikkat çeken Cesur, "Bunca işsizle ve açlık sınırının altındaki asgari ücretle, bize sunduğunuz vatandaşlarımızın göstermelik düşük sosyal yardımlara muhtaç bir yapıdır" diyerek hükümete yüklendi. ASGARİ ÜCRETLİNİN ELİNE EN AZ 3 BİN LİRA GEÇMELİ Düşük ücretler sebebi ile yeteri kadar tüketim gerçekleşmediğini ve ekonominin çarklarının dönmediğini söyleyen Cesur, bu sebeple yeni istihdamın yaratılamadığını ve yoksulluğun yeni yoksulluklar doğurduğunu belirtti. "Daha önce de söyledik: Asgari ücret için, çalışanlardan prim ve vergi kesintisi yapmayın; işverenin ödediği 3.458 lirasını sabitleyin ve asgari ücretlinin eline 3 bin lira geçsin." diye belirten Cesur, bu önerilerinin iktidar tarafından reddedildiğini ve bu sebeple açlık sınırı altında yaşayan bütün asgari ücretliler adına şikayetçi olduğunu söyledi. COVİD-19'UN BÜTÜN EKONOMİK YÜKÜ İŞSİZLİK FONUNA BİNDİRİLMİŞ, DEVLETTEN GELEN DESTEK YOK, İŞÇİNİN PARASI YİNE İŞÇİYE VERİLİYOR Aylin Cesur, Covid-19 salgını esnasında devreye sokulan kısa çalışma ödeneği ve benzeri uygulamalar için bütçeden yapılan harcamanın yalnızca 8 milyar TL ile sınırlı kaldığını, ancak geri kalan 30 milyarlık TL'lik yükün İşsizlik Sigortası Fonu'na bindirilmiş olduğunu ortaya koydu. "Diğer ülkeler on milyarca Euro'luk ekonomik destek paketleri açıklarken, bizdeki durum neden böyle? İşçinin parası yine işçiye veriliyor." diyen Cesur, bu duruma israfların ve kötü ekonomi yönetiminin sebep olduğunu belirtti. DÜŞÜK ÜCRET POLİTİKALARINIZIN SONUCU: HALKIN YÜZDE ALTMIŞSEKİZİ BORÇLU Cesur, hükümetin bugüne kadar uyguladığı düşük ücret politikalarının ve işverenlere sağlanan prim teşviklerinin hedeflenen istihdamı yaratamadığı gibi, bu politikaların Türkiye'yi ortanca ücrette Avrupa'nın en düşük satın alma gücüne sahip ülke haline getirdiğini söyledi. Düşük ücretler ve artan pahalılık sebebi ile nüfusun yüzde 68'inin bugün itibari ile borçlu olduğunu ortaya koyan Cesur, yoksulluğun toplumsal sorunları arttırdığını, buna bağlı olarak suça karışmaların, kadına, çocuğa, hayvana yönelik şiddetin ve uyuşturucu kullanımının da arttığını belirtti. HAYATLARININ RAHAT EDECEKLERİ DÖNEMİNDE EMEKLİLERİMİZ AÇLIKLA SINANIYOR Yoksullukla boğuşan bir başka grup olan emeklilere de konuşmasında yer veren Cesur, sayıları 13 milyonu bulan emeklilerin yarısının, 2 bin TL'nin altında maaş aldığına dikkat çekti. Cesur ayrıca, AK Parti iktidarlarından önce çalışan ve iş arayan emekli sayısının 1 milyon civarında olduğunu, ancak bugün itibari ile bu sayının 5 milyona yükseldiğini söyledi. "Rahat edecekleri dönemde emeklilerimiz açlıkla sınanıyor, kabul edilebilir mi böyle bir şey?" diyen Cesur, emekliler adına da hükümete şikayetlerini dile getirdi. DEVLET EYT'LİLERE "GENÇSİN EMEKLİ OLAMAZSIN"DİYOR, İŞVEREN "YAŞLISIN ÇALIŞAMAZSIN" DİYOR Aylin Cesur, hükümet politikalarının mağduru diğer bir kesim olan emeklilikte yaşa takılanların, kanunların geriye dönük işletilmesi sebebi ile hak gaspına uğradığını belirtti. Cesur, 10.000 günlük primini ödemiş yüz binlerce EYT'li için, "Devlet 'Gençsin, emekli olamazsın.' diyor, işveren 'Yaşlısın, çalışamazsın.' diyor. Onları Araf'tan çıkarın, EYT'lilerin sorununu çözün artık" diyerek EYT'lilerin yaşadığı mağduriyet için çözüm istedi. ESNAFIMIZ PERİŞAN VE YAPAYALNIZ Pandemiden önce de zaten borçlu olan esnafın iyice borca batırıldığını ve devletin esnafı yalnız bıraktığını söyleyen Cesur, "Mallarının hepsini bile satsalar, pek çok esnafımız borçlarının ancak yarısını ödeyebilir halde." diyerek esnafın düştüğü sıkıntılı durumdan şikayet etti. Pandemi öncesi 560 bin esnafın toplam borcunun 40 milyar TL olduğunu, ancak pandemi ile birlikte 1,5 milyon esnafın 67 milyar TL kredi kullanmak zorunda kaldığını verilerle ortaya koyan Cesur, esnafın krediler için geri ödeme döneminin başlaması sebebi ile büyük sıkıntıda olduğunu söyledi. 100 milyar liralık ekonomi kalkanında yer verilmeyen 2 milyona yakın esnaf için 6 ay boyunca karşılıksız 2 bin TL nakdi destek verilmesi teklifinin iktidar tarafından reddedildiğini ancak bunun acilen uygulamaya geçirilmesi gerektiğini söyleyen Cesur, hükümete yönelik olarak "Sosyal devlet iseniz hiç değilse geri ödemeleri erteleyin" çağrısında bulundu. İŞ KAZALARINA ENGEL OLUN Konuşmasında son olarak iş kazalarında hayatını kaybeden işçilere değinen Cesur, Ak Parti iktidarının ilk on yedi yılında 23 bin 976 işçinin iş kazalarında yaşamını yitirdiğini ve 78 bin işçinin iş göremez hale geldiğini söyledi. 2020 yılının ilk on ayında ise 1.736 işçinin daha yaşamını yitirdiğini belirten Cesur. "Kazadır, olur bu, diyemezsiniz. Siz devletseniz denetleyecek ve kurallara uyulmadığında cezalar getireceksiniz, bunu sağlayacak olan sizsiniz." diyerek işçi ölümlerinden duyduğu üzüntüyü ifade etti. Mevsimlik tarım işçileri için de iş güvenliği, ulaşım, sağlık ve barınma sorunlarının çözülmesi gerektiğini belirten Milletvekili Aylin Cesur "İş kazasına kurban giden binlerce can için şikayetçiyiz." dedi. İYİ Parti Isparta Milletvekili Sayın Dr. Aylin Cesur'un, İYİ Parti Grubu adına TBMM 2021 Bütçe Görüşmeleri'nde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2021 Bütçesi üzerine yaptığı konuşmanın ilgili metni: Dört kişilik bir aile için açlık sınırı yaklaşık 2.500 lira, yoksulluk 8.000 lira, vatandaşlarımızın yüzde 43 asgari ücretle geçiniyor bu memlekette; ama geçinemiyor, geçiniyor lafı alışıla gelmiş olduğu için dedim. Avrupa'da asgari ücretli çalışan oranı yüzde 5 ila 15 civarlarında. Aç bırakmışsınız onları ve bunca işsizle, asgari ücretin 2.324 lira olduğu, göstermelik düşük sosyal yardımlara muhtaç bir yapıdır sunduğunuz bize, yönetiyoruz sizi diye. Asgari ücretlinin adına da biz şikayetçiyiz. 20 milyon sigortalı çalışanımızın yarısına yakını açlık sınırının altında. Covid-19'la kısa çalışma ödeneği ve benzeri bütçeden yapılan harcama toplam 8 milyar, geri kalan 30 milyarlık yük İşsizlik Sigortası Fonu'na bindirilmiş, zaten işçinin parası işçiye veriliyor yani. Diğer ülkeler on milyarca euroluk ekonomik destek paketleri açıklarken bizdeki durum niye böyle? Kötü ekonomi yönetimi ve israflar yüzünden, hepsi bu. Düşük ücret politikalarınız, işverenlere sağlanan prim teşvikleri hedeflediğiniz istihdamı yaratmamış. Eurostat verilerine göre Avrupa'nın en düşük satın alma gücüne sahibiz ve nüfusun yüzde 68'i bugün borçlu. Biz bütün borcu olan vatandaşlar adına sizden şikayetçiyiz Sayın Bakan, şikayetçiyiz. Yoksulluk toplumsal sorunları artırdı, suça karışmalar arttı; kadına, çocuğa, hayvana şiddet arttı, artan uyuşturucu kullanımı da bundan; hepsi adına şikayetçiyiz. Ekonomiye gelince, düşük ücretlerle ekonomi çarkı dönmüyor ve yeni istihdam yaratmıyor. Bu sebeple yoksulluk yeni yeni yoksulluklar doğuruyor. İşte, daha önce de söyledik "Asgari ücret için, çalışanlardan prim ve vergi kesinti yapmayın; işverene yüklenmeden, işverenin 3.458 lirasını sabitleyin ve asgari ücretlinin eline 3 bin lira geçsin." diye ama kabul etmediniz; şikayetçiyiz. Şu anda yine yoksullukla boğuşan çok önemli bir grup, emeklilerimiz ve emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımız. Ağustos 2020 itibarıyla 13,1 milyonu bulan emeklilerimizin yarısı 2 bin liranın altında maaş alıyor. Çalışan ve iş arayan emekli sayıları siz geldiğinizde 1 milyondan az fazlaydı, bugün 5 milyon. Rahat edecekleri dönemde açlıkla sınanıyor insanlar, kabul edilebilir mi böyle bir şey? Soruyorum ben, hepinize soruyorum. Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımız kanunların geriye dönük işletilmesinden şikayetçi. 10000 günlük primini ödemiş "Genç yaşta emekli olamaz." denilen yüz binlerce vatandaşımız var. Devlet "Gençsin, emekli olamazsın." diyor, işveren "Yaşlısın, çalışamazsın." diyor. Onları Araf'tan çıkarın, EYT'lilerin sorununu çözün artık. EYT'liye günah, günah bu insanlara; ölecek, ölecek insanlar; şikayetçi değiller, ölecekler her gün söylemekten. Biz, haklarını gasp ettiğiniz EYT'liler adına şikayetçiyiz Sayın Bakan. Ve esnafımız, siz sokağa inmeyi bıraktığınızdan beri kanayan yaramız. Pandemiyle iyice yapayalnız kaldılar, borca battılar. Mallarının hepsini satsalar, borçlarının ancak yarısına denk ellerindeki. Yoksulluğa mahkum edildiler ve pandemi öncesinde de zaten borçluydu bu insanlar. Pandemi öncesi 560 bin esnafımızın toplam borcu 40 milyar lira. Pandemide 1,5 milyon esnafımız 67 milyar lira kredi kullanmış. E, geri ödeme dönemi başladı, neyle ödeyecek, elinde ne var ki neyle ödeyecek? Durdurun bunları, daha sonra ödesinler; hiç değilse bunu yapın ya sosyal devletseniz. Yazık esnafa. "Altı ay 2 bin lira TL kredi verin." dedik, "24 milyar lira, yapın bunu." dedik; yapmadınız, yapmıyorsunuz, yapmalısınız Sayın Bakan. 100 milyar liralık ekonomi kalkanına bile koymadınız onları, erteleyin ödemeleri. 1 milyon 800 bin esnafımız var, hepsi şikayetçi; biz de hepsi adına sizden şikayetçiyiz. Sivil toplum kuruluşlarına göre, on yedi yılda 23 bin 976 işçi yaşamını yitirdi ve 78 bin işçi iş göremez hale geldi. 2020 yılının ilk on ayında 1.736 işçi yaşamını yitirdi. "Kazadır, olur bu." diyemezsiniz. Siz devletseniz denetleme ve kurallara uyulmadığında getirilen cezalara bakmalısınız, siz yapacaksınız bunu. Mevsimlik tarım işçilerimiz için iş güvenliği, ulaşım, sağlık, barınma hepsi sorun ve binlerce iş kazasına kurban giden her can için şikayetçiyiz.
Editör: TE Bilisim